top of page
Yazarın fotoğrafıAyşe PELİKLİ

BEN BU YAZIYI DAHA ÖNCE YAZDIM

Güncelleme tarihi: 20 May 2022


ayşe pelikli'nin ben bu yazıyı daha önce yazdım başlıklı yazısının kapak fotoğrafında çiçekli vazo

Umut, en iyi olduğum konulardan biridir. İnsan olmanın bir mecburiyeti olarak umutsuzluğun karanlık pençeleri arasında sıkıştığım ender zamanları saymazsak içim sonsuz bir umutla doludur. Nefes aldıkça umudun var olduğuna inanırım. Ki umutlu olmak da insan olmanın bir gerekliliğidir. Ne demiş atalarımız: Çıkmadık candan ümit kesilmez. Dünyadan ümidi kesmenin benim gibi şanslı insanlar için şımarıklık olduğunu düşünürüm. Ben bile hayata umutla bakmayacaksam kim bakacak? Birileri de bu dünyaya güzel gözlerle bakacak ki daha da güzelleştirebilsin. Sonra yeterince şanslı olmayan insanlara da umut olabilsin.

Çünkü dünya, sadece bir gezegen adıdır. Ona lütfen birtakım olumsuz ve umutsuz sıfatlar yakıştırmayalım. Bu mavi gezegenin, içinde olup bitenlerden zerre kadar haberi yok. Bizim kullandığımız anlamıyla dünya, aslında bizim gördüğümüzdür. Yani tek bir dünya yoktur. Herkesin kendi dünyası vardır. Fakat tüm dünyalar birbirini etkileyerek kolektif bir dünya oluşturur. İşte siz kendi dünyanıza güzelliklerle, umutla bakarsanız dünyanız da size güzelliği ve umudu getirir. Herkesin kapısının önünü süpürdüğü bir sokağın tertemiz olması gibi herkesin umutla baktığı bir dünya da kocaman bir umuda dönüşebilir.


Umut güzel şey doğrusu. Umutsuz yaşanmıyor. Belki de insanı hayata bağlayan yegane ip umuttur. Buraya kadar her şey toz pembe. Dünyamıza umutla bakalım da umutlu olmak ne demek? Umutlu bir insan nasıl bakar, ne yapar? Sadece büyük bir inançla bekler mi örneğin? Hiç sanmıyorum. Umudun bir eylemsizlik olduğunu hiç sanmıyorum. Zihnimden kendiliğinden dökülen “kapının önünü süpürme” örneğinde bile bir eylem, bir zahmet, bir sorumluluk var. Hatta bir süreklilik var. Zihin, bağlantısız örnekler sunmaz. Öyleyse umut, aslında nedir?

Benim mesela yüzlerce umudum var ama umudun ne demek olduğunu bilmiyorum. Umut kelimesinin güncel Türkçe sözlüklerde yazan ifade karşılığının haricinde gerçek anlamını bile bilmiyorum. Bir şeyin aslında ne olduğunu sorguladığımda ilk yaptığım şey, kelimenin köküne inmektir. Diller bizden eskidir. Ben dillere güvenirim. Ancak ne yazık ki Eski Türkçe “um-” fiiliyle ilgili yeterli bilgi yok. Ama elimizde anlamını bildiğimiz başka bir sözcük var. “Çare” anlamına gelen “umar” sözcüğü de umutla aynı kökten geliyordur muhtemelen. “-ar” eki, sıfat fiil eki olduğuna göre “um-”, “çözmek” gibi bir şey olsa gerek.

Öyleyse umut bir çözüm müdür? Yani umut etmek çözümün kendisi midir yoksa bir şey için umutlanıyorsak orada çözmemiz gereken bir sorun, atmamız gereken bir adım olduğunu mu anlamlıyız? Bence her ikisi de! Madem ki o şeyi umut ediyoruz, o şeye henüz sahip değiliz demektir. Ona sahip olmak için bir engelimiz, bir eksiğimiz var demektir.

Umut, çoğu zaman sorunlara yapışık yaşar. Sorunun olduğu yerde bir çözüm bulmak gerekir. Eksik parçayı bulup tamamlarsak umudumuz gerçekleşir. Pasif haldeki umut, yalnızca inançlı bir bekleyiştir. İnanç, güçlü bir enerjidir ama aktif değildir. Aktive edilmiş umudun çözemeyeceği sorun yoktur. Öyleyse umut, hem çözme eylemi hem de çözümün kendisidir. Kelimeler bize ne çok şey anlatıyor. Bir de konuştuğumuz dili bilsek...

19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page