top of page

HUKUK FELSEFESİ ÇERÇEVESİNDE BİR ŞEYLER

  • Yazarın fotoğrafı: Ayşe PELİKLİ
    Ayşe PELİKLİ
  • 25 Mar
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Nis

Hukuk, Arapça “hak” kelimesinin çoğuludur. “hkk” kökünden gelen bu çoğul ifadenin tam Türkçe karşılığı “haklar” değil, “yasalar”dır. Çünkü “hakk” yasa, kökeninin Moğolca mı Türkçe mi olduğu tartışılan “yasa-” ise düzen demektir. Aristoteles’e göre akıl ve dil, yasada birleşir ve cisimleşir. Yasa kavramında toplum, ahlak ve politika bir aradadır. Yani yasalar hukukî olduğu kadar uzlaşımsal, politik ve felsefidir. Hukuk, etik sorunlardan bağımsız bir alan olarak tanımlandığı için yasaların haksızlığı veya yargının adaletsizliği gibi durumlar söz konusu olduğunda bunları tartışmaz. Bunları hukuk felsefesi tartışır.


Hukuk felsefesi, hukukun kaynağını ve amacını araştırır. Sadece yaşamı düzenleyen bir araç olmanın ötesinde hak, özgürlük ve adalet ilkelerinin herkes tarafından kabul edilebilir olmasını, dolayısıyla hukukun evrenselliğini sorunsallaştırır. Hukukun evrenselliği, evrensel bir ilke olan eşitlikle sağlanır. Hukukun üstünlüğü, herkesin kanunlar önünde eşit olmasındandır. Ancak doğası gereği politikayla iç içe olan hukukun felsefesi, vatandaşlara zorunlu eğitim sürecinde öğretilmezse hukuku savunmak politikacılara kalır. Din felsefesi öğretilmezse inancı savunmak politikacılara kalır. Ahlak felsefesi öğretilmezse etiği savunmak politikacılara kalır...


Bu durum, toplumsal meselelerin siyasileşmesi riskini doğurur. Toplumsal meselelerin siyasileşmesi ise bireylerin meselenin özünden uzaklaşmasına, yanında durmak isteyeceği bir kişinin karşısına, karşısında durmak isteyeceği bir kişinin yanına geçmesine, meselenin bir malzemeye dönüşmesine ve siyaset meydanında kendi sesinin yankısını bulamayan bireylerin toplumsal meselelerde ne düşüneceğini bilemez hale gelmesine yol açabilir. Zira siyaset sisli bir alandır. Gün geçtikçe vatandaşlara kimlik satan bir gişeye dönüşmektedir. Kim olduğundan çok kim olmadığına karar vermek zorunda olan modern çağın insanları için kimlik, neredeyse vatandaşlığın önüne geçmiştir.


Gelecekte hayat nasıl olur bilmiyorum ama bugün yaşamak için bir yurda ihtiyaç duyuyorsak yurttaşlığın ne olduğunu da hatırlamalıyız. Kimliğimizi, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi yurttaş olduğumuzu hatırlayarak şekillendirmeliyiz. Ayrıca en eski hukuk sistemlerini üretmiş medeniyetlerin topraklarında, töresiyle düzen sağlamış Türk devletlerinin bugünkü temsilinde yaşarken hukuku anlatmak için Türkçe olduğu kanıtlanabilen bir ifade bulmakta niçin zorlandığımızı da düşünmeliyiz.

Comentários


  • LinkedIn

©2021, Ayşe PELİKLİ tarafından Wix.com ile kurulmuştur. Her hakkı saklıdır.

bottom of page