top of page
Yazarın fotoğrafıAyşe PELİKLİ

KİM GİYDİRDİ BİZE BU İŞÇİ TULUMUNU? "BLUE JEAN"İN MADENLERDEN PODYUMLARA UZANAN YOLCULUĞU

Güncelleme tarihi: 20 May 2022


ayşe pelikli'nin yazısının kapak fotoğrafında audrey hepburn ve james dean

Ülkemizde ilk üretimi 1940’larda Muhteşem Kot isimli iş insanının kendi soyadını taşıyan marka tarafından yapıldığı için dilimize “kot” olarak yerleşen jean pantolonun, Amerika’daki maden işçilerine dayanıklı iş kıyafetleri üretmek amacıyla tasarlandığını hepimiz biliyoruz. Peki ne oldu da üstün üstü sosyo ekonomik sınıfın tenezzül etmeyeceği “iş kıyafeti”, dünya modasına yön verir hale geldi?

ayşe pelikli'nin jean pantolonun serüvenini anlattığı yazıda ox-bow incident film afişi

Ne giyeceğimize, ne yiyeceğimize, ne içeceğimize, ne dinleyeceğimize kimlerin karar verdiğini biliriz: Hollywood! Hollywood filmlerinde olumlu imaja sahip olan ne varsa moda olur. Ne ile dalga geçiliyorsa demode kalır. Üretiminden tam 70 yıl sonra birileri bu kıyafeti halka mal etmek istemiş olacak ki blue jean, beyaz perdede boy göstermeye başlar. Kot pantolonu Hollywood’da gördüğümüz ilk filmler 1940’lardan sonraki Western filmleridir. Belki de kendi kategorisinde de farklı bir yeri olan 1943 yapımı The Ox Bow Incident filmidir. Tehlikeli yollarda at sırtında ilerleyen, adalet dağıtan bu korkusuz kovboyların giydiği blue jean; maskülenliğin, cesaretin, dayanıklılığın ve asi ruhun bir sembolü haline gelir. Yine de yaygınlaşması ve moda dünyasına giriş yapması çok hızlı olmayacaktır.


Filmlerde “beyefendi”lerin üstünde hala kumaş pantolon görmeye devam ettiğimiz yıllarda orijinal adıyla Rebel Without a Cause yayınlanır. Türkçeye Asi Gençlik olarak çevrilen film, 1955 yapımı bir Nicholas Ray filmidir. Erken ölümüyle kariyerinin en parlak döneminde seyirciye veda eden James Dean’in başrolde olduğu Asi Gençlik’te psikolojik sorunlarla boğuşan, gözü kara bir grup liseli gencin göz göre göre atıldıkları tehlikelerle geçen ve ölümle sonuçlanan 1 günü anlatılır. Bu filmde tüm genç erkeklerin jean giydiğini ve kumaş pantolon giyenlerle dalga geçtiklerini görürüz.


Aslında bu filmden iki yıl önce yayımlanan ve dönemin yıldızlarından Marlon Brando’yu blue jean ile gördüğümüz The Wild One, kot pantolonun günlük hayata adapte edilmesinde başı çeker. Fakat Asi Gençlik’te az önce bahsettiğim moda-demode karşılaştırmasının (başka bir deyişle cool-looser karşılaştırması) yapılması tetikleyici bir unsurdur. Bununla beraber film çekimlerinden çok kısa bir süre sonra vefat ederek filmi de kendini de efsaneleştiren James Dean, “asi genç” imajını idealize ederek gençlerin idolü haline gelmiştir. Blue jean, artık genç erkekler için ikonik bir parçadır. İsyanın ve benzersizliğin sembolüdür.

Buna karşın Asi Gençlik filminde genç kızların üstünde hala kloş veya kalem etekler vardır. 1873’te kurulduğundan beri erkekler için jean pantolon üreten Levi’s, aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçtikten sonra, 1935 yılında kadınlara özel ilk jeani tasarladığı halde o yıllarda jean giyen kadınlara rastlamayız. Üstelik 1930 yılında Vogue dergisinin kapağında da jeane yer verilmiştir. Daha da önemlisi Marilyn Monroe, 1952 yapımı Clash by Night filminde aykırı bir genç kızı canlandırırken blue jeaniyle beyaz perdede boy göstermiştir. Ancak ne Clash by Night ne de Asi Gençlik filminden sonra kadın modasında erkeklerde olduğu gibi bir değişim gözlenmez. Ta ki Audrey Hepburn, ikonik filmi Tiffany’de Kahvaltı’da “blue jean”iyle gitar çalana dek.


1961 yapımı Tiffany’de Kahvaltı, little black dressi de ikonikleştirmesiyle moda bağlamında ayrıca bir incelemeyi hakkediyor. Filmin çok küçük bir bölümünde görünen kot pantolon, o güne kadar yansıttığı temaya uygun olarak yine sıra dışı bir karakterin üzerindedir. Ona sunulan hayatı reddeden Holly, isyan bayrağını üzerine giymiştir. Modaya yön veren ikonlardan olan ve Monroe’ya nispeten imajı dolayısıyla daha geniş kitlelerce kabul gören Audrey Hepburn’den sonra sinemada da sokaklarda da yaygınlaşan blue jean, 60’lı yılların ortalarında Amerika ve Avrupa’nın en popüler giyim malzemesi haline gelmiştir.

Bugün artık, tasarım amacıyla doğrudan bir alakası olmayan anlamını ve sonradan yakıştırılan felsefesini yitiren blue jean, tüm dünyanın çıkarmamak üzere giydiği bir parça olmuştur. Bu işçi tulumunun zamansız ve cinsiyetsiz bir kıyafet haline gelme serüveni kısaca böyleydi. Şimdiyse üretiminde harcanan su miktarı ve suyumuzun azalmasıyla denim kumaş endüstrisi farklı arayışlarda. Bir gün herhangi bir sebeple blue jeanler tedavülden kalkar mı? Ne dersiniz?

21 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page